Bir doğal silikat minerali olan asbestin insanlar ile birlikteliği eski çağlarda başlamıştır. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonraki endüstri devriminde, bir çok sanayi kolunda “sihirli mineral” olarak anılırken, yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra kanserojen olduğu ortaya çıkınca, ismi “öldürücü toz” olmuştur.
Asbest, ya da diğer adıyla amyant yüksek sıcaklığa, elektrik, sürtünme ve kimyasal maddelere karşı çok dayanıklı lifsel yapıda bir mineral olması nedeniyle 1940-1980 yılları arasında birçok endüstri dalında kullanılmıştır.
Doğada halen bilinen 10 farklı sertlik derecesine sahip 1500 mineralden asbest, talk olarak birinci sıradadır. Asbesti diğer mineral ve madenlerden ayıran özellik de budur.
Yüzyıl başından beri 30 milyon ton asbest çıkartılmış ve 3000’den fazla üründe kullanılmıştır. Dünyada asbest kullanımı yasaklanmış olsa da halen pek çok yapı malzemesi, su boruları, yapıştırıcı, asfalt, taşıt parçaları vb maddeler halen asbest içermektedir.
Doğada bulunan asbestin bazı türleri Chrysotile (beyaz),Crocidolite (mavi) ve Amosite (kahverengi) şeklinde sıralanabilir.